Hain plan: Ekipleri mahallelere sokmadılar! Arka planda İran, Fransa, Yunanistan, Suriye..
Hatay’da geçtiğimiz yıllarda hükümet “kentsel dönüşüm” Plana aykırı olarak yürütülen faaliyetlerin arka planında çeşitli hesapların yattığı ortaya çıktı. Bugün meydana gelen depremin bilançosunu daha da ağırlaştıran tedbirlere karşı yürütülen provokasyon ve propagandanın, bölgede kurulan terör ve lojistik ağı korumaya yönelik bir tarama faaliyeti olduğu belirlendi.
Güvenlik kaynakları, bu süreçte Liva İskenderun adlı yasa dışı-bölücü terör örgütüyle birlikte THKP, TKP/ML, TİKKO ve PKK gibi terör örgütlerinin aktif rol oynadığını bildirdi. Devlete meydan okuma kampanyasına dönüşen sürece zaman zaman CHP, TİP ve HDP gibi siyasi partiler doğrudan müdahil oldu.
Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte Akdeniz ve kara hudut noktalarından Türkiye’ye sevk edilen binlerce silah, mühimmat ve bomba Samandağı başta olmak üzere Armutlu, Defne ve Harbiye’deki depolara nakledildi. Bu lojistik üslerden Amanoslar, İstanbul ve Karadeniz’deki terör noktalarına sevkiyatlar gerçekleştirildi.
Kimi zaman dondurma, dokuma ya da gıda fabrikaları, benzin istasyonları, oteller, inşaat malzemeleri, gübre ya da hububat depoları gibi görünen terör depoları, kimi zaman tekelci toptancılık adı altında tarandı. Bu kamuflajlara ek olarak, amonyum nitrat ve özel silahlar için bazı yerlerde korunaklı yer altı depoları inşa edildi.
BİRÇOK LOJİSTİK MERKEZİ ÇATLADI
Son yıllarda bazı medyatik yüzler de yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandı, “Bölgemize dokunmasına izin vermeyiz”Birçok lojistik merkez, harekatlar sonrasında yakından takip edilen yerlerde güvenlik güçleri tarafından imha edildi.
Olayların azmettiricilerinin çoğunlukla bölge dışından kişiler olduğu, İran, Suriye, Fransa ve Yunanistan istihbarat servislerinin bu faaliyetlere yoğun destek verdiği belirlendi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM SİTEYİ ELDE ETMEK VE TERÖRİZE ETMEK HEDEFLERİNE SON VERİYOR”
Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Sacit Uğuz, Hatay’ın tarihte hiç olmadığı kadar değerli olduğunun altını çizdi. Doç. Uğuz, şunları söyledi:
Hatay jeo-stratejik açıdan kilit bir il konumundadır. Özellikle iktidar bağlamı ve Türkiye’nin kritik önemi Hatay’ı çok daha özel kılıyor. Kafkasya, Mısır, İsrail, Irak, Asya, Suriye, Körfez veya Avrupa trafiğinde Hatay’a alternatifi olmayan güç dinamizmi ve merkezi bir nokta. Bu süreçte tanık olduğumuz toplumsal provokasyonların ve kaşındırma girişimlerinin arka planında bu etkenler yatmaktadır. Özellikle Suriye savaşı ve sonrasında yasa dışı örgütlerin oluşturduğu ittifak Hatay’da değerli bir rol oynamaktadır. Şu anda HDP vekalet verebilecek konuma yükseldi. Esad rejimi bu toprakları hâlâ kendi vilayeti gibi gösteriyor. Fransızlar 1939’un rövanşını almaya çalışıyor. Hepsinin ortak noktası Hatay’ı Türkiye’den ayırmak. Alevi kitlesi genel prestijiyle anavatanına bağlıdır. Ancak onları farklı şekillerde kışkırtırlar. Doğu uçlarından çekmeye çalıştıkları terör koridorunun son amacı Hatay ile birleşmektir. Mihraç Ural ve benzeri yapılar yıllardır burada militarist bir yapı kurmaya çalışıyor. Esad’ın ya da Batılı efendilerin talimatıyla mezhep fanatiklerine benzeyen, sorunu Türkiye olmayan karanlık bir güruh üretmeye çalışıyorlar. Geniş kitleleri ajite ederek bir üs kurmaya ve özgür bölgeler oluşturmaya çalışıyorlar. Kentsel dönüşüm ve benzeri girişimler elbette bu gettolaşmaya son veren ve alanı terörize eden projelerdir. Bu yüzden direndiler ve direnmeye devam edecekler.